LAZER SAÇ TEDAVİSİ

Lorem Ipsum Nedir?
Lorem Ipsum, dizgi ve baskı endüstrisinde kullanılan mıgır metinlerdir. Lorem Ipsum, adı bilinmeyen bir matbaacının bir hurufat numune kitabı oluşturmak üzere bir yazı galerisini alarak karıştırdığı 1500’lerden beri endüstri standardı sahte metinler olarak kullanılmıştır. Beşyüz yıl boyunca varlığını sürdürmekle kalmamış, aynı zamanda pek değişmeden elektronik dizgiye de sıçramıştır. 1960’larda Lorem Ipsum pasajları da içeren Letraset yapraklarının yayınlanması ile ve yakın zamanda Aldus PageMaker gibi Lorem Ipsum sürümleri içeren masaüstü yayıncılık yazılımları ile popüler olmuştur.

Neden Kullanırız?
Yinelenen bir sayfa içeriğinin okuyucunun dikkatini dağıttığı bilinen bir gerçektir. Lorem Ipsum kullanmanın amacı, sürekli ‘buraya metin gelecek, buraya metin gelecek’ yazmaya kıyasla daha dengeli bir harf dağılımı sağlayarak okunurluğu artırmasıdır. Şu anda birçok masaüstü yayıncılık paketi ve web sayfa düzenleyicisi, varsayılan mıgır metinler olarak Lorem Ipsum kullanmaktadır. Ayrıca arama motorlarında ‘lorem ipsum’ anahtar sözcükleri ile arama yapıldığında henüz tasarım aşamasında olan çok sayıda site listelenir. Yıllar içinde, bazen kazara, bazen bilinçli olarak (örneğin mizah katılarak), çeşitli sürümleri geliştirilmiştir.

Düşük seviyeli lazer tedavisi, doku onarımının hızını ve kalitesini arttırmanın yanı sıra doku iltihabını gidermek ve ağrıyı hafifletmek için vücudun farklı bölgelerinde kullanılabilen Amerikan Sağlık Örgütü onaylı bir lazer tedavisidir. Terapinin diğer isimleri arasında düşük seviyeli lazer (LLLT), soğuk lazer, kırmızı ışık tedavisi, biyostimulasyon lazeri, terapötik lazer, Fotobiyomodülasyon (PBM) ve lazer akupunktur bulunur. Yüksek güçlü lazerler dokuya zarar verip keserken, düşük güçlü lazerlerin zarar vermeden sadece uyardığı ve hücreleri işlev görmeye teşvik ettiği uzmanlar tarafından kanıtlanmıştır.

Avrupa ve Asya’da uzun yıllardır kullanılan hücre yenileyici bir lazer tedavisi olan soğuk lazer tedavisinin ayrıca ağrıyı, şişliği ve iltihabı azalttığı, kas spazmlarını hafiflettiği ve yaralanan veya dejenere olan dokuyu koruduğu gözlenmiştir. Diş hekimleri, doktorlar ve  fizyoterapistlerin tedavilerinde olumlu sonuçlar veren lazer tedavisi; tıbbi kurumlar tarafından vücutta hücre yenilenmesine ihtiyaç duyulan bölgeler için bir alternatif yaratmıştır.

Soğuk lazer tedavisinin ana kullanım alanının doku onarımı olması, bu tedavinin saç dökülme tedavisinde de yaygın olarak kullanılmaya başlamasına sebep olmuştur. Fotobiyomodülasyon (PBM) terapisi olarak da adlandırılan bu tedavi, ağrı veya iltihabın hafifletilmesi, immünomodülasyon, doku rejenerasyonu ve yara iyileşmesini desteklemektedir.

Androgenetik Alopesi Tedavisinde Lazer Terapisi

En yaygın Alopesi türü olan erkek tipi saç dökülmesi tedavisi için popüler bir alternatif tedavi haline gelen düşük seviyeli lazer terapisi, ışık spektrumundan hastanın kafa derisine 800 ila 860 nanometre arasındaki fotonları yönlendirerek çalışır. Tedavi sırasında uygulanan lazer ışınları kafa derisindeki ve saç köklerindeki hücre yapılarının biyo-stimülasyonunu tetikler. Böylece Androgenetik Alopesisi ileri seviyeye taşınmamış hastaların saç dökülmesi sorunu ortadan kaldırabilir.

Lazer tedavisinin saç derisi üzerindeki biyo-stimülatör etkileri anajeni (büyüme fazı) artırıp, telogen in anajen’e yeniden girişini uyararak (dinlenme fazı) ve katajen’e erken geçişi (gerileme dönemi) engellemektedir. Bunlara ek olarak, soğuk lazer tedavisi Vellus kılı üreten foliküllerden terminal kıl üretimini uyarmaktadır.

3-5 cm den uygulanan ~830nm/5mw gücünde düşük seviyeli lazer ışınları saç derisine nüfuz ederek saç köklerinin ihtiyacı olan besin ve hücre enerjisini sağlar.

Hem tek başına hem de diğer saç dökülmesi tedavileri ile birlikte kaybedilen saçı kazandırmada etkinliği kanıtlanan soğuk lazer tedavisi saç derisindeki hücre işlevini uyarır ve onarır. Daha önce yapılmış bilimsel çalışmalarda hem erkekler hem de kadınlarda genetik saç dökülmelerinde tedavi edici özelliği olduğunu ispatlanmış bu uygulamanın özelliği, hücre içinde Adenozin trifosfat (ATP) ve nitrik oksit düzeylerini artırmaktadır. Saç foliküllerinin büyümesine engel olan DHT hormonunun birikimini azaltarak saç dökülmesi ve incelmesine etkili olan unsurları azaltmaktadır. Böylece hem saçların güçlenmesini sağlanır hem de saç dökülmesi azaltılır.

Lazer Tedavisinin Aşamaları

1. Işık fotonları, sitokrom C oksidaz üzerine etki ederek adenozin trifosfat (ATP) üretimine yol açar.
2. Bu, saç folikülü hücrelerinde döngüsel AMP’ye dönüştürülür, enerji açığa çıkarılır ve saç uzaması için gerekli metabolik süreçler uyarılır.
3. Hücrelerden nitrik oksit salınımı, saç köklerine besin ve oksijen dağıtarak kafa derisinde damar oluşumunun artmasına neden olur.
4. Aşırı DHT (saç dökülmesine sebep olan hormon) oluşumu önlenir.

DHT hormonunun kıl kökleri üzerindeki etkisi

Lazer Tedavisi ile Güneşin Onarıcı Etkisi 

Lazer tedavisinde uygulanan ışığın saç üzerindeki bu onarıcı etkisi; saçlarımızın uzun süre güneş altında kaldıktan sonra uzayıp canlanmasıyla aynı mantıkta ilerler. Güneş ışını etkili  ve tıbbi kullanıma uygun bu lazer ışınını tedavi edici etkisi, düşük enerjilerle saçlı bölgeye gönderilir. Bu besleyici lazer ışığı saçın kök yapısı olan foliküllerini uyarır ve onarıma geçmesini sağlar.

“2014 tarihli bir araştırmada, düşük seviyeli lazer tedavisinin hem erkeklerde hemde kadınlarda saç uzaması için güvenli ve etkili olduğu ortaya çıktı.”

“18 ila 48 yaşları arasındaki 41 erkekten oluşan 2013 tarihli bir araştırma ise, lazerle saç tedavisinin 16 haftalık bir süre içerisinde saçların uzamasında yüzde 39 artışa sebep olduğunu ortaya çıkardı.”

Lazer tedavisini etkileri fotokimyasaldır (bitkilerdeki fotosentez gibi). Fotobiyomodülasyon, hücresel enerji üretimini uyaran mitokondrilerimizi hedefleyen kızılötesi ışığın belirli dalga boylarını kullanır. Doğru yoğunluk ve tedavi süreleri kullanıldığında, kızılötesi ışık oksidatif stresi azaltıp ATP‘yi artırmaktadır. Bu da hücre metabolizmasını doğrudan iyileştirir.

1-3 ay içerisinde	4-6 ay içerisinde	9. Ay itibariyle

2018 yılında Avrupa’da yapılan bir araştırmaya göre, lazer tedavisi uygulanan hastaların % 85’inde saç dökülmesinin durdurduğu, % 55 inde de yeni saç büyümesini tetiklediğini göstermiştir. Fotobiyomodülasyon’dan artan sirkülasyon, kafa derisindeki kan akışını iyileştirir ve hasarlı hücrelerin onarılmasına, besinlerin sağlanmasına ve atık ürünlerin uzaklaştırılmasına yardımcı olur. Tedavi ile birlikte zayıflamış hücrelerdeki Apoptozis yani hücresel ölüm önlenir ve bunların atık olarak yok edilmesi yerine güçlenmelerini ve işlev görmeye devam etmelerini sağlar. 

Tuğba Hair Transplant, her biri 364 kaynaktan enerji veren 5 parça modülden oluşan bu düşük seviyeli lazer uygulamasını haftada 2 kez 20 dakikalık seanslarla uygulayarak ilk olarak saç dökülmesini durdurmayı hedefler. Ardından uzun dönem kullanılması ile saç kalınlığını artırıcı etki gösterir. Saç dökülmesi kontrol altına alındığında seans sayısı haftada bire düşürülerek elde edilen düzelme devam ettirilir. Tedavinin sonuçları 6 ile 12 hafta içerisinde görülür.